Çölün yolu
"Insan çölde bile kendi yolunu çizebilmeli ve kendi çizdiği yol'da yürüyebilmeli"
Ben hayatı bir çöle benzetiyorum aslında. Çölde yol yoktur, yolun nerede olduğunu ve hangi yöne doğru gittiğini bilemezsin. Hangi yol'dan ilerleyeceğine dair bir iz yok. Gideceğin yolun nasil olacağına ve nelerle karşılaşacağın sürpriz. Hayatı heyecanlı kılan tarafi da sürprizlerle dolu olmasıdır. Hayatin şu "sürpriz yumurta" hallerini seviyorum ben. "sürpriz yumurta'dan" çıkan o hediye'de hayatın sana "Bu yolun başına varana kadar çok şey atlattin, bu da benden sana hediye" demesidir adeta. Ve ben en çok hayatın bu yönünü seviyorum. Aslında hayatın ta kendisi okul değil mi dir? Bir ağaç'tan o kadar çok şey öğrenebiliriz ki. Mesela ben geçenlerde güneş, gökyüzü ve doğanın yeşilliği hakkında düşünürken şunu farkettim. Güneş sarı, gökyüzü mavi ve doğanın ana rengi yeşil. Neden ağaçlar, yapraklar yeşil diye düşünürken. Renklerin bir birine ne kadar iyi uyduğunu gördüm. Mesela güneşin rengini (sari) ile
gökyüzünün rengini (maviyi) karıştırsak ortaya doğanın ana rengi (yeşil) çıkıyor. Ve ben bunu hiç bir yerde okumadan kendim keşfettim. Bu muhteşem degil mi? Okul sadece dört duvar arasında verilen ve her gün aynı dersleri işlendiği bir yer değildir. Okullarda en sevmediğim şeylerden biri monotonluktur. (monotonluk = her gün aynı şekilde tekrarlanan olaylar) Her gün aynı dersler ve aynı konularda derslerin işlenmesi öğrencilerin hayal gücünü ve orijinalliğini kaybettiriyor. Ama konumuz bu değildi. Ben yol "A" 'dan ilerlemek isterken hayat bana yol "Z" yi gösterdi. Oradan ilerlemem gerektiğini söyledi. Önce emin değildim, ama yol "Z" ye bakınca aslında gitmek istediğim yolun bu olduğunu bildim. Yani kısaca hayat bir çöl, kararlarimiz ise yolumuzdur. Insan çölde bile kendi yolunu çizebilmeli ve kendi çizdiği yol'da yürüyebilmeli. Bu olmazsa olmazımız dır. Insan yolunun görünmediği yerlerde kendi yolunu bilmelidir. Ve o yolda ilerleyebilmelidir. Ben hayat için pilanlar yaparken hayatta benim için pilanlar hazırlıyor. Hayat olduğu yerde durmaması ve insancik için pilanlar yapması mucizevi bir şey değil mi. Tekrarlıyorum "Biz hayat için pilanlar yaparken hayatta bizim için pilanlar yapıyor"
gökyüzünün rengini (maviyi) karıştırsak ortaya doğanın ana rengi (yeşil) çıkıyor. Ve ben bunu hiç bir yerde okumadan kendim keşfettim. Bu muhteşem degil mi? Okul sadece dört duvar arasında verilen ve her gün aynı dersleri işlendiği bir yer değildir. Okullarda en sevmediğim şeylerden biri monotonluktur. (monotonluk = her gün aynı şekilde tekrarlanan olaylar) Her gün aynı dersler ve aynı konularda derslerin işlenmesi öğrencilerin hayal gücünü ve orijinalliğini kaybettiriyor. Ama konumuz bu değildi. Ben yol "A" 'dan ilerlemek isterken hayat bana yol "Z" yi gösterdi. Oradan ilerlemem gerektiğini söyledi. Önce emin değildim, ama yol "Z" ye bakınca aslında gitmek istediğim yolun bu olduğunu bildim. Yani kısaca hayat bir çöl, kararlarimiz ise yolumuzdur. Insan çölde bile kendi yolunu çizebilmeli ve kendi çizdiği yol'da yürüyebilmeli. Bu olmazsa olmazımız dır. Insan yolunun görünmediği yerlerde kendi yolunu bilmelidir. Ve o yolda ilerleyebilmelidir. Ben hayat için pilanlar yaparken hayatta benim için pilanlar hazırlıyor. Hayat olduğu yerde durmaması ve insancik için pilanlar yapması mucizevi bir şey değil mi. Tekrarlıyorum "Biz hayat için pilanlar yaparken hayatta bizim için pilanlar yapıyor"
Yorumlar
Yorum Gönder